NasilFirma'ya Hoşgeldiniz!

Fikri olup parası olmayana da kredi

Maruf BUZCUGİL – Hüseyin GÖKÇE İş fikirlerinin ticarileştirilmesinin önündeki en büyük engellerden birisi olarak gösterilen finansman konusunun …

Fikri olup parası olmayana da kredi

Maruf BUZCUGİL – Hüseyin GÖKÇE

İş fikirlerinin ticarileştirilmesinin önündeki en büyük engellerden birisi olarak gösterilen finansman konusunun çözümüne yönelik Türk Patent ve Marka Kurumu (TÜRKPATENT) ile Kredi Garanti Fonu (KGF) yeni bir mekanizma üzerine çalışıyor. TÜRKPATENT Başkanı Prof. Dr. Habip Asan, bankaların, sınai mülkiyet değerleme raporlarını teminat olarak kabul ederek parası olmayan ama fikri ürününü kullanmak isteyenlere kredi verilmesini sağlayacaklarını söyledi.

Ankara Sohbetleri’ne konuk olan Habip Asan, Ankara Temsilcimiz Maruf Buzcugil ve Ankara Haber Müdürümüz Hüseyin Gökçe’nin sorularını yanıtladı.

Türkiye, patent ve marka konularında dünyada hangi noktada yer alıyor?

Türkiye’de özellikle son 10-15 yılda fikri mülkiyet alanında çok önemli değişimler yaşandı. Bu noktada bütün dünyada genel olarak patent, marka ve tasarım başvurularına bakılıyor. Türkiye son 10 yılda bu alanda genel sıralamada ilk 10’a giren bir ülke konumundadır. Dünya Fikri Mülkiyet Teşkilatı (WIPO) tarafından 7 Aralık 2020’de yayınlanan Dünya Fikri Mülkiyet Göstergeleri Raporu’na göre Türkiye, ulusal başvurularda; tasarım başvurularında 6’ncı, marka başvurularında 8’inci, patent başvurularında 14’üncü ve genel sıralamada ise 10’uncu sırada yer alıyor. Genel sıralamada İngiltere, Brezilya, Endonezya gibi ülkeleri geride bıraktık. Türkiye sınai mülkiyet alanında ülke genelinde önemli farkındalık yarattı. Bundan sonra bu işten nasıl para kazanılacağına, oluşturulan fikri ürünlerin nasıl katma değere dönüştürüleceğine, nasıl zenginleşme aracı olarak kullanılabileceğine odaklanılması gerekiyor.

PANDEMİDE UZMANLARIN PERFORMANSI YÜZDE 40 ARTTI

Pandemi sürecinde nasıl çalıştınız?

Yaklaşık 1,5 yıldır süregelen salgın dönemini oldukça başarılı geçirdik. Kamuda dijitalleşmeye çok önceden başlamış bir kurum olarak bunun avantajını kullandık. Şu anda bütün hizmetleri dijital verebiliyoruz. Bu altyapıyı daha önce kurduğumuz için salgın ile hemen uzaktan çalışmaya geçince, bu durumdan etkilenmediğimiz gibi verimliliğimiz daha da arttı. Sokağa çıkma kısıtlaması döneminde uzmanlarımızın performansı fiziksel çalışmaya göre yüzde 40 arttı. Tüm dünyayı etkisi altına alan COVID-19 salgını sebebiyle birçok ülkede sınai mülkiyet başvurularında düşüşler yaşanmasına rağmen, 2020 yılında Türkiye oldukça başarılı bir performans ortaya koydu.

Başvuruları sayısal olarak değerlendirebilir misiniz?

2019-2020 döneminde: Yerli patent başvuruları yüzde 1 artarak, 8.200’e, faydalı model başvuruları yüzde 23 artarak 3.580’e, yerli marka başvuruları ise yüzde 31 artarak 155 bine ulaştı. Toplam marka başvurusu ilk kez 170 bini aştı. Marka başvurularında son 10 yıldır Avrupa’da birinci sıradayız. 2020 Aralık ayı verilerine göre ise marka başvurularında dünyada 8’inci sıradayız. Aynı şekilde tasarım başvurularımız yüzde 7 arttı ve 41 bin 916 sayısına ulaştık.

SALGINDA SINAİ MÜLKİYET BAŞVURULARI ARTTI

Öte yandan, 2021Ocak-Ağustos döneminde geçen yıla göre; Yerli patent başvuruları yüzde 7 artarak 4.452’ye ulaştı, faydalı modelde yüzde 27, markada yüzde 23, tasarımda yüzde 25 artış oldu. Yani salgının ikinci yılında da sınai mülkiyet başvurularımız artmaya devam ediyor. Türk insanının Türkiye’de yaptığı başvurulardı şu ana kadar paylaştığım bilgiler.

Bu verilerin alt kırılımlarına, ticarete, ekonomiye katkılarına da ayrıca bakmak lazım. Genellikle başvuru istatistikleri katma değer yaratmaktan önceki aşamayı gösterir. Salgının ticarete, ekonomiye yansımasıyla beraber, Ar- Ge harcamalarına, inovasyona olumsuz etkileri olsa da dijitalleşmeyi artırdığını, sağlık sektöründe patent başvurularının artmasına sebep olduğunu söyleyebiliriz.

Türkiye’de yabancı firmaların bu alandaki durumu nedir acaba?

Geçen yıl Türkiye orijinli 1.705 uluslararası patent başvurusu, 1.682 uluslararası marka, 524 uluslararası tasarım başvurusu yapıldı. Bu sayılarla Türkiye uluslararası patent başvurularında 16’ncı, uluslararası marka başvurularında ve uluslararası tasarım başvurularında 10’uncu sırada yer almayı başardı. 2020 yılı ilk 8 ayında yabancıların Avrupa Patent Ofisi’nde aldıkları patentlerin Türkiye’de de korunması amacıyla yaptıkları başvurularda yüzde 6 azalma var.

TÜRKİYE İNOVASYON ENDEKSİ’NDE 10 SIRA BİRDEN YÜKSELDİ

Bunu neye bağlıyorsunuz?

Yerli başvuru sayısı artarken yabancı başvuruların azalması, teknoloji ithalatımızın azaldığı şeklinde de yorumlanabilir. Başvurulardaki azalmanın şirketlerin, maliyetli olduğu için, koruma istedikleri ülke sayısını azaltmak istemiş olmaları gibi başka sebepleri de olabilir. Yerli faydalı model başvuru sayısı yüzde 27, yabancı faydalı model de yüzde 27 arttı. Yerli marka başvuruları yüzde 23 artarken, yabancı marka başvurularında çok az düşüş var. Yerli tasarım başvuruları yüzde 25, yerli ve yabancı toplam tasarım başvuruları yüzde 24 arttı.

Geçtiğimiz ayın 20’sinde küresel inovasyon endeksi açıklandı. Türkiye bu sıralamada 10 sıra atlayarak 51’incilikten 41’inciliğe yükseldi. Bunda TİM’in de çok katkısı oldu. Dünya Fikri Mülkiyet Teşkilatı (WIPO) tarafından 14 yıldır yayınlanan Küresel İnovasyon Endeksi, ülkelerin inovasyon performansını “Kurumlar”, “İnsan Sermayesi ve Araştırma”, “Altyapı”, “Pazarın Çok Yönlülüğü”, “Firmaların Çok Yönlülüğü”, “Bilgi ve Teknoloji Çıktıları” ile “Yaratıcı Çıktılar” olmak üzere 7 ana bileşen altındaki 80 farklı göstergeyle kıyaslıyor.

TÜRKİYE PATENT BAŞVURUSUNDA İNGİLTERE’Yİ DE GERİDE BIRAKTI

Endeksin alt bileşenlerinin bir kısmı sınai mülkiyetle ilgili. En az iki farklı ofiste bulunan patent sayısı, yani farklı ülkelerde korunan patent sayısı yönünden yapılan değerlendirmede Türkiye 200 ülke arasında, 50’nci sıradan 33. sıraya yükseldi. Fikri mülkiyet için yapılan ödemelerin, toplam ticarete oranında da 76’ncı sıradan 56’ncı sıraya yükseldik. Türkiye kaynaklı marka başvuruları göstergesinde, 17’nci sıradan 6. sıraya, tasarım başvurularında ise 6’ncı sıradan 5’inci sıraya yükseldik. Patent, marka ve tasarım başvurularının artışında Türkiye; Hindistan, Rusya, Brezilya, Endonezya, Arjantin ve İngiltere’nin önünde (BRICS) yer aldı. Bunda sınai mülkiyet hakları konusunda farkındalığın artmasına bağlı olarak başvuru sayılarındaki artışın etkisi vardır. İlk kurum başkanı olduğum dönemde, yabancı şirketler büyükelçilikleri vasıtasıyla Türk şirketlerin marka başvurularının kendi markalarına benzediğini söyleyerek şikayette bulunuyorlardı. Son zamanlarda bu tür şikayetler oldukça azaldı. Artık yerli şirketlerden bu tür şikayetler daha çok geliyor. Şirketlerimiz sınai mülkiyet portföyü oluşturarak rakiplerinin önüne geçebileceklerini gördü. KOBİ’lerimiz patent ve markayı rekabet unsuru olarak görmeye başladılar.

“DOĞRU FİKRİ MÜLKİYET STRATEJİSİ”

Türkiye’de son dönemde oluşturulan ekosistem, girişimcilik sermayesi vs gibi unsurlardaki olumlu gelişmeler, başarılı unicornların çıkmasına sebep oldu. Start-up düzeyinde şirketlerimiz, doğru fikri mülkiyet stratejisiyle, aile şirketlerinin 50 yılda aldığı mesafeyi 1 yılda alabilir hale geldi.

2000 yılından bu yana patent ve faydalı model başvurularının sektörel dağılımına baktığımızda, ilk sırada yüzde 29 oranla “makine-imalat” sektörü yer alıyor. İlk defa 2020’de, elektrik, elektronik optik sektörü yüzde 31 ile makine sektörünü yakaladı. Eskiden bu oran yüzde 20’nin altındaydı. Üçüncü sırada ise petrokimya sektörü geliyor.

COĞRAFİ İŞARET PARA KAZANDIRIR

Son yıllarda Türkiye coğrafi işaretler konusunda da önemli çalışmalar yapıldığını gözlemliyoruz… Mevcut durumda AB tescili alan 7 tane ürünümüz var. 22 ürünümüzün de Avrupa Komisyonu’nda tescil işlemleri devam ediyor. Yakın zamanda başvuru yapılması planlanan ürün sayısı da 20 civarında. Bana göre, mevcut durumda 882 tescilli coğrafi işaretimizin bulunması, çok önemli bir başarı ve kazanım. Tescil sayılarını artırmaya devam edeceğiz. Daha da önemlisi, tescilli coğrafi işaretlerden Türkiye için en önemlilerini belirleyip, bunlarla ilgili ayrı projeler geliştirmeliyiz. Ülkemize nasıl daha fazla katma değer kazandırırız, bunun yollarını düşünmemiz gerekiyor. AB coğrafi işaretli ürünlerden yıllık 55- 60 milyar Euro katma değer yaratıyor.Türkiye’de bu potansiyel var. Malatya kayısısından, Giresun tombul fındığından daha fazla para kazanmalıyız. Coğrafi işaretlerden daha fazla para kazanmak için inovasyon gerekiyor.

Örneğin coğrafi işaret başvurusu yapılacak 1.000 ürün varsa, bunlardan 50 tanesini önceliklendirip, dünya pazarında fiyatını da belirlemek gerekiyor. Durum bu noktada tescil konumundan çıkıp, ülkenin meselesi haline geliyor.

“ARTIK VERİMLİLİK ARTIŞIYLA ZENGİNLEŞİLMEZ”

2019 yılında ilk kez dünya ekonomisi 90 trilyon dolar oldu. Burada patent, marka ve tasarım gibi fikri mülkiyet varlıklarının payı ilk defa yüzde 55’i geçti. Bunun içinde az gelişmiş ülkeler de var. S&P 500 şirketlerinin toplam varlıklarında fikri mülkiyet varlıklarının oranı yüzde 85-90 civarındadır. Ülkemiz verimlilik ekonomisiyle belirli bir noktaya geldi. Bir işletmenin verimliliğini artırarak, daha fazla zenginleştiremezsiniz. Ancak fikri mülkiyet varlıklarını kaldıraç olarak, ekonomik rekabet avantajı olarak kullandığınız zaman yüzde 25 artırabilirsiniz.

ULUSLARARASI BULUŞ FUARI’NI GÜÇLENDİRECEĞİZ

Uluslararası İstanbul Buluş Fuarı’nın bu yıl 6’ncısını düzenledik. Henüz yeni olmamıza rağmen, dünyanın önde gelen fuarları arasına girmeyi başardık. Son üçü fuarımızı TEKNOFEST bünyesinde düzenledik. Bu sene 20 yabancı ülke katılım sağladı. Toplam 254 buluş sergilendi. Bunların yaklaşık üçte birini TÜRKPATENT destekledi. Çeşitli kategorilerde ödüller verildi. Fuarın en büyük ödülü olan Grand- Prix ödülünü Sayın Cumhurbaşkanımız takdim etti. Büyük ödülü “X-Ray ve Radyasyon Engelleyici Kompozit Malzeme” buluşuyla kimya sanayii alanından bir girişimcimiz aldı.

“PATENT TEMİNAT OLARAK KABUL EDİLECEK”

Kredi Garanti Fonu ile patent ve markaların bankalar tarafından teminat olarak kabul edilip KOBİ’lere kredi sağlamasına ilişkin bir proje üzerinde çalışıyoruz. Bankaların, sınai mülkiyet değerleme raporlarını teminat olarak kabul ederek parası olmayan ama fikri ürününü kullanmak isteyenlere kredi verilmesini sağlayacağız. Bankalar BASEL kriterlerine göre bunu yapmak zorunda olmadığı için KGF bankaya garantör olacak. Amacımız bu alanda kredi hacmini genişletmek. Fikri mülkiyet kurumları artık bu alanlara da girmeye başladı.

DİKKAT, SÜRESİ DOLAN PATENTLERİ HERKES KULLANABİLİR!

Süresi dolan yabancı patentlerle ilgili ne yapıyoruz?

Süresi dolan yabancı patentleri Patentpazari.com adlı sitede ilan ediyoruz. Koruma süresi dolmuş veya koruma talep etmeyenlerin listesi burada yer alıyor. Teknoloji sınıfına göre bu patentlere ulaşıp, bedava kullanabiliyorsunuz. TÜRKPATENT olarak KOBİ’lerimizi yönlendiriyoruz. KOSGEB ile de yol göstericilik manasında ortak projelerimiz var. Süresi dolmuş patentleri herkesin kullanabileceğini, aynı zamanda bunları daha da geliştirerek yeni patent başvuruları da yapabileceklerini anlatıyoruz. Bizim sınai mülkiyet mevzuatımız çok yeni olduğu için uluslararası normlara, AB fikri mülkiyet yönergelerine, kriterlerine tamamen uyumludur. Bu nedenle, mevzuatımız uluslararası yatırımcılar açısından hiçbir sorun çıkarmadığı için Avrupa Birliği İlerleme Raporlarında da bize yönelik herhangi bir eleştiri yer almıyor.

“PATENTLERİN TİCARİLEŞME ORANI YÜZDE 1-2”

Patent başvuruları bu kadar yüksek, ama bunlar ticari ürüne dönüşebiliyor mu?

Ülkemizde şu anda patentlerin ticarileşme oranı yüzde 1-2, başvuruların belgeye dönüşme oranı yüzde 25’i, bunların ticarileşme oranı da yüzde 2 civarlarındadır. Fikri mülkiyet kurumları da dünya gibi değişiyor. Artık fikri mülkiyet kurumları dijitalleşmeye daha fazla önem veriyorlar. Bilindiği gibi günümüzde yapay zeka her alanda kullanılıyor ve tasarım da yapabiliyor. Yapay zeka patent başvurusu yapabilir mi? İş metodlarının da patenti olur mu? Bu konular uluslararası alanda tartışılıyor, araştırmalar yapılıyor.

“ÖZEL SEKTÖRE PARA KAZANMAYI ÖĞRETİYORUZ”

2018 yılında, Bakanlar Kurulu Kararı ile Türk Sınai Mülkiyet Değerleme Mühendislik Hizmetleri A.Ş (TÜRKSMD) kuruldu. Her geçen gün şirketin kapasitesini artırıyoruz. TTK’ya göre kurulmuş bir şirket olarak özel sektöre bu işten para kazanmayı öğretmeye çalışıyoruz. Örneğin bir marka, patent var, bunun piyasa değerlemesini yapıyoruz. Bir ürün üretmek istiyorsunuz, bunu üretirseniz başınıza bir şey gelir mi? Davalara yönelik olarak ‘Faaliyet Serbestisi Analizi’ yapıyoruz, hükümsüzlük analizi yapıyoruz.

Ekosistem gelişince bu alandan belki de çıkacağız. Özel sektör bu konuda zayıf olduğu için öncelikli olarak ekosistemi geliştirmek istiyoruz.

BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ