NasilFirma'ya Hoşgeldiniz!

İşte Paris İklim Anlaşması’ndaki ‘beyan’ şartı

HÜSEYİN GÖKÇE – CANAN SAKARYA – MERVE YİĞİTCAN – YENER KARADENİZ Türkiye, uzun zamandır uzak durduğu Paris İklim Anlaşması’nı, Cumhurbaşkanı …

İşte Paris İklim Anlaşması’ndaki ‘beyan’ şartı

HÜSEYİN GÖKÇE – CANAN SAKARYA – MERVE YİĞİTCAN – YENER KARADENİZ

Türkiye, uzun zamandır uzak durduğu Paris İklim Anlaşması’nı, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’ndaki “taahhüt” niteliğindeki konuşmasının ardından hızla gündemine aldı ve 1 Ekim’de TBMM Başkanlığı’na sunduğu uluslararası anlaşmanın onay sürecini 5 günde tamamlayarak Meclis kararı olarak Resmi Gazete’de yayımladı.

Meclis onayını 6 Ekim’de alıp 7 Ekim’de Resmi Gazete’de yayımlamak Türkiye’ye son dakikada “taraflar konferansına katılma hakkı” sağladı. Ancak, bu gelişmenin ardından öğle saatlerinde çıkartılan Resmi Gazete’nin mükerrer sayısında Türkiye’nin Paris Anlaşması’nı “gelişmekte olan bir ülke olarak” ve “ulusal katkı beyanları çerçevesinde”, “Anlaşma’nın mekanizmalarının ekonomik ve sosyal kalkınma hakkına halel getirmemesi” kaydıyla uygulayacağı ilan edildi. Dışişleri çevreleri Paris İklim Anlaşması’nı onaylayan çok sayıda ülkenin Türkiye benzeri şartlar açıkladığını ve kayıtlar koyduklarını belirtiyorlar.

Onay süreci hızlı işledi

Toplam 191 ülkenin taraf olduğu Paris Anlaşması, Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Genel Kurulu’nda tüm partilerin oyları ile kabul edildi. Genel Kurul kararının ardından, anlaşma, birkaç saat sonra Resmi Gazete’de yayınlandı. Türkiye’nin İklim Anlaşması Taraflar Konferansı’na ‘taraf’ olarak katılabilmesi için anlaşmanın en geç 7 Ekim Perşembe yürürlüğe girmesi gerekiyordu. 1 Ekim’de Meclis Başkanlığı’na sunulan ve 6 Ekim’de gece kabul edilip 7 Ekim gece yarısı sonrası mükerrer sayılı Resmi Gazete’de kararın yayınlanması ile Türkiye adeta son dakikada Paris Anlaşması’nın tarafları arasında yer aldı.

Anlaşmanın Meclis’ten geçmesi kamuoyunda geniş yankı buldu. İş dünyası temsilcileri, söz konusu onayla Türkiye’nin dönüşü olmayan bir yola girdiğini ve sürdürülebilirlikte bundan sonra dünya liginde yer alacağını belirten açıklamalar yaptı.

İlk değerlendirmeler olumlu

İş dünyası temsilcileri ve konuyla ilgili uzmanlar, Paris Anlaşması’nın TBMM’de kabul edilmesini önemli bir adım ve tarihi bir gelişme olarak değerlendiriyorlar. Ancak, bundan sonra atılacak adımlara ve Türkiye’nin anlaşmanın gereklerini yerine getirmesine odaklanılması gerektiğini belirtiyorlar.

TÜSİAD, anlaşmanın onaylanmasını “yeşil dönüşüm sürecinin başlangıcı” olarak görürken, “İklim değişikliği ile mücadele için oluşan uluslararası mutabakatın bir ortağı olarak Ulusal Katkı Beyanımızın 2050 karbon nötr kalkınma hedefini güden bir yol haritası ile desteklenmesi önemli olduğu” uyarısında da bulunuyor.

YASED de, TBMM onayını “bu önemli bir adım” diye değerlendirdi. YASED, “kararın ülkemizin her alanda rekabetçiliğine önemli katkı sağlayacağına inanıyoruz” dedi.

İTO, İSO ve iş dünyası örgütlerinin temsilcileri, bu karara ilişkin yol haritasının belirlenmesi gerektiğini ifade ediyorlar.

“Tarihi bir gün yaşandı”

Düzenlemeyi ve önümüzdeki süreci DÜNYA’ya değerlendiren İklim Değişikliği Politika ve Araştırma Derneği Başkanı Baran Bozoğlu, Türkiye’nin Paris İklim Anlaşması’nı onayladığında tarihi bir gün yaşadığını söyledi. Ancak anlaşmayı onaylamanın tek başına yeterli olmadığını belirten Bozoğlu, uygulamanın önemli olduğunu aktardı. Anlaşmanın teknik olarak Dışişleri Komisyonu’nda görüşüldüğünü, Çevre Komisyonu’nun ise tali komisyon olduğunu kaydeden Bozoğlu, “Aslında sadece bu konuyla ilgilenecek bir İklim Komisyonu oluşturulmalıydı” diye konuştu.

“Ekonomi ve sanayide ciddi dönüşüm olacak”

AB’nin çevre ile ilgili olarak çok önemli hamleler yaptığını belirten Baran Bozoğlu, özellikle karbon vergisinin Paris İklim Anlaşması’na dayandırıldığını kaydetti. Bu kararla AB’nin sadece kendi sanayisini değil, dünya sanayisini de düzenleme yoluna gittiğini kaydeden Bozoğlu, ihracatın yarısına yakınını AB’ye gerçekleştiren Türkiye’nin de bundan etkileneceğini söyledi.

“Dönüşüm için desteğe ihtiyaç var”

Bu düzenlemelere uyum ve gerekli dönüşümün sağlanması için desteğe ihtiyaç olduğunu ifade eden Bozoğlu, “Prosesler, üretim bantları değişecek, malzemeler değişecek. Bunun için hibe desteğine ihtiyaç var. Bu anlamda Türkiye’nin gelişmekte olan ülke kategorisinde değerlendirilmesi çok önemli” dedi. Önümüzdeki süreçte yeni iş imkanlarının da ortaya çıkacağını ifade eden Baran Bozoğlu, “Sera gazının azaltıldığına dair belgelendirme süreçleri ortaya çıkacak. Bunlar için de sertifikalandırma, belgelendirme şirketler oluşacak” değerlendirmesinde bulundu.

“Karbon vergisi ülke içinde kalmalı”

Önümüzdeki döneme yönelik masada farklı yöntemlerin bulunduğunun altını çizen Baran Bozoğlu, Avrupa’ya karbon vergisi ödenmemesi için, bunun yurt içinde uygulanmasının gündemde olduğunu kaydetti. Bozoğlu, böylece ülkenin parasının yurt dışına gitmesinin önleneceğini bildirdi. Bunun yanı sıra Paris İklim Anlaşması’nın onaylanmasının tek başına yeterli olmadığını söyleyen Bozoğlu, uygulamaya odaklanılması gerektiğini kaydetti ve “Avrupa artık sadece düzenlemeyi yapıp, somut eylemde bulunulmadığını çok rahat görebiliyor” dedi.

İŞTE O ŞART…

Türkiye’nin Paris İklim Anlaşması’na taraf olmasını sağlayacak kanunu kabul etmesinin ardından Resmi Gazete’nin mükerrer sayısında, onayın şartlı verildiğini içeren bir beyan ile birlikte anlaşma metni de yayınladı. Paris İklim Anlaşması metni öğlen saatlerinde Resmi Gazete’nin mükerrer sayısında yayınlandı. Metninin sonunda yayınlanan beyanda, Taraflar Konferansı’nda kabul edilen kararlar hatırlatılarak, “Paris Anlaşmasını gelişmekte olan bir ülke olarak ve ulusal katkı beyanları çerçevesinde, anlaşmanın mekanizmalarının ekonomik ve sosyal kalkınma hakkına halel getirmemesi kaydıyla uygulayacağını beyan eder” ifadeleri kullanıldı.

Türkiye neden Ek-I listesinde?

Sözleşme kapsamında gelişmiş ülkeler ve Ek-I’de yer alan diğer taraflar sera gazı emisyon azaltımı yapmakla; gelişmiş ülkeler ve Ek-II’de yer alan diğer taraflar da diğer ülkelere mali destek sağlamakla yükümlü bulunuyor.

DÜNYA’ya bilgi veren Dışişleri Bakanlığı yetkilileri, BM Çerçeve anlaşmasında yer alan listelerin sadece Türkiye değil diğer birçok ülke için de adaletsiz bir durum olduğunu belirttiler. Dünya kirliliğinde tarihi sorumluluğu yüzde 1’in altında bulunan Türkiye, 1990’ların başındaki kriterlerin esas alınması nedeniyle Ek-I listesinde yer aldı. Türkiye o zamanki kriterlere göre OECD üyesi olması ve AB’ye tam üyelik başvurusu yapmış bir ülke olması nedeniyle bu listede bulunuyor. Bugün gelişmiş ülkeler grubunda sayılan pek çok ülkenin de aralarında bulunduğu 19 ülke Türkiye gibi anlaşmayı altına koyduğu beyanlarla kabul etti. Dünyayı en çok kirleten ülke konumundaki Çin, Ek-I listesinde yer almıyor ve Çin de Paris anlaşmasının altına beyan koyan ülkeler arasında bulunuyor. Güney Kore de Ek-I listesinde yer almıyor. Paris Anlaşması metninin altına kendi özgün gerekçelerini beyan eden ülkeler arasında Rusya, Polonya, Belçika ve Meksika gibi ülkeler de bulunuyor.

3 milyar dolar tartışması

Paris İklim Anlaşması’nın gerek Çevre gerekse Dışişleri Komisyonundaki görüşmelerinde Dünya Kalkınma Bankası’dan almayı beklediği 3 milyar dolarlık kredi CHP milletvekilleri tarafından gündeme getirildi. CHP Genel Başkan Yardımcısı Ali Öztunç, Türkiye’nin anlaşmayı onaylama konusunda 5 yıl geciktikten sonra onaylama kararı almasına ilişkin olarak “Sayın Erdoğan Amerika’ya gittiğinde Amerika’da 3 milyar dolarlık bir iklim fonu olduğu duyunca hemen apar topar dendi ki: ‘Biz bunu geçirelim.’ Sayın Erdoğan Amerika’ya gidince, doların yeşilini görünce, ağacın yeşilini hatırladı “ diye konuştu.

Çevre ve Şehircilik Bakan Yardımcısı Mehmet Emin Birpınar, muhalefetten bu yönde gelen açıklamalar üzerine “Biz bu anlaşmayı daha çok iyi özümsemeye çalıştık, çok tarafl arıyla bakmaya çalıştık, aslında bir yanlış yapmamak için bekledik; değilse kesinlikle bu 3 milyar dolarlık bir mesele falan da değildir” dedi. Birpınar, şunları söyledi: “Para, hakikaten, bu işin bir tarafı değildir ve şu ana kadar yaptığımız en ufak bir anlaşma yoktur, ‘3 milyar dolar’, kulaktan duyma bir ifadedir. Evet, müzakerelerimiz devam ediyor, yani Dünya Bankası’yla, Almanlarla ve Fransızlarla iklim finansmanı noktasında mücadelemiz devam ediyor.

İş dünyası karardan memnun, yol haritası bekliyor

● İTO: Türkiye’nin başka bir seçeneği bulunmuyor

İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Şekib Avdagiç, söz konusu gelişmenin özellikle Ekim sonu gerçekleşecek İklim Zirvesinde Türkiye’yi söz sahibi yapacak bir adım olarak da oldukça önemli olduğunu belirtti. “Şurası gerçek ki, Türkiye’nin ‘iklim krizi’nin şekillendireceği yeni dünyaya hazırlıktan başka bir seçeneği bulunmuyor diyen Şekib Avdagiç, DÜNYA’ya yaptığı açıklamada şu görüşleri dile getirdi: “Anlaşmaya taraf olunması, başta AB ile olmak üzere dış ekonomik ilişkilerin ilerletilmesine önemli katkı sağlayacak. Yeşil dönüşüm sadece bürokrasinin ajandasında değil artık iş adamının ajandasında önemli yer tutmalı. Bunun zamanı geldi. İlerleyen yıllarda göreceğiz ki yeşil sektörler, çevre dostu endüstriler diye bir tabir kalmayacak. Her sektör teknolojisini yeşil dönüşüme adapte edecek. Bunu en hızlı ve en uygun maliyetlerle yapanlar öne çıkacak. Önümüzdeki süreçte ülkelerin yeşil teknolojileri küresel çapta kendisine rekabet avantajı sağlayabileceği bir alan olarak gördüğünü de unutmamak gerek.”

Yeşil rekabette yerimizi almalıyız

Artık dünyada iklim politikası ile sanayi politikasının birlikte şekilleneceğine dikkat çeken Avdagiç, şöyle konuştu: “Bugün tek odak, verimlilik ya da büyüme değil. Şimdi sürdürülebilirlik yeni bir gösterge olarak bu çerçevenin merkezine geliyor. Ve konu çevre özelinde değil, teknoloji yarışı odağında ilerleyecek. Çünkü büyüme ‘yeşil’ olacaksa, bu yeşil teknolojiler gelişecek demektir. Bu işin maliyetlerine odaklanırken, getireceği fırsatları da gözden kaçırmamak önemli. Mesela enerjide yüzde 70’in üzerinde dışa bağımlı olan Türkiye, fosil yakıtlardan yenilebilir enerjiye doğru gerçekleştireceği bir dönüşümle hem iklimin korunmasına sunduğu katkıyı artıracak hem de dışa bağımlılığını azaltabilecek potansiyele sahip. Halihazırda Türkiye, en fazla sera gazı emisyonuna neden olan ülkeler arasında 16’ncı sırada. Küresel sera gazı emisyonlarının yüzde 1’inden sorumlu görülüyor. Buna karşın dünyadaki yeşil teknoloji patentlerinden alınan payda yeterli düzeylerde değiliz. ABD ve Japonya yeşil patentte toplamın neredeyse yüzde 50’sini oluşturuyor. Türkiye’nin yeşil teknoloji patentlerinden aldığı pay yüzde 1’in altında. Hızla bu alana yatırım yaparak, yeşil rekabette yerimizi almalıyız.”

● İSO: Artık dönüşü olmayan bir yola girdik

Paris İklim Anlaşması’nın TBMM tarafından onaylanmış olmasını çok önemli ve memnuniyet verici bulduklarını vurgulayan İstanbul Sanayi Odası Başkanı Erdal Bahçıvan, DÜNYA’ya yaptığı açıklamada “Türkiye, dünyada artık üzerinde hiçbir tartışmanın olmadığı, tüm medeni ülkelerin kabullenmiş olduğu bu yol haritası, bu rota birlikteliğine, toplumsal desteği de arkasına alan siyasetin güçlü onayı ile katkıda bulunmuş oldu. Artık dönüşü olmayan bir yola girdik. Bu onama, iklim krizi ile mücadelede ülkemizdeki duyarlılığı daha da artıracaktır. Sanayimizde sürdürülebilir üretimi daha çok motive edecektir. Çevremiz ve dünyamız adına gönülden tebrik ediyorum” ifadelerini kullandı.

● TÜSİAD: Onay, yeşil dönüşüm sürecinin başlangıcı

Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (TÜSİAD), Paris Anlaşması’nın onaylanmasını yeşil dönüşümü ivmelendirecek sürecin başlangıcı olarak gördüğünü açıkladı. TÜSİAD açıklamasında şu görüşler dile getirildi: “Stratejik önceliğimiz olarak gördüğümüz Paris Anlaşması’nın ülkemiz tarafından onaylanması iklim değişikliği ile mücadelenin yanı sıra her bileşeni ile yeşil dönüşümü ivmelendirecek bir sürecin başlangıcıdır. İklim değişikliği ile mücadele için oluşan uluslararası mutabakatın bir ortağı olarak Ulusal Katkı Beyanımızın 2050 karbon nötr kalkınma hedefini güden bir yol haritası ile desteklenmesi önemlidir. Bu yol haritasının etkin uygulanmasını kamu ve iş dünyasının işbirliğiyle gerçekleştireceğimize inanıyoruz.”

● YASED: Eylem planı hazırlanmalı

Uluslararası Yatırımcılar Derneği (YASED) Başkanı Ayşem Sargın, anlaşmanın TBMM tarafından kabul edilmesinin, sürdürülebilirlikte dünya liginde yer alan bir Türkiye anlamına geldiğini belirterek, “Bu önemli adımın ülkemizin her alanda rekabetçiliğine önemli katkı sağlayacağına inanıyoruz” dedi. YASED olarak önemsedikleri bir diğer konunun ise Yeşil Ekonomi ve Avrupa Birliği Yeşil Mutabakatı’na uyum olduğunu vurgulayan Sargın, “Yeşil dönüşüm, bugünün ekonomisinde en önemli başarı kriterlerinden biri. Bu dönüşüme uyum sağlayan ekonomilerin uluslararası doğrudan yatırımlar açısından da rekabetçiliğinin artacağını biliyoruz. Uluslararası kuruluşların analizleri, önümüzdeki dönemdeki yatırımların içinde yeşil ekonominin ve bu alana aktarılacak fonların önemini vurguluyor. Biz de YASED olarak 270 üyemizin sürdürülebilirlik alanındaki çalışmalarını ve tecrübelerini Türkiye ile paylaşarak, ülkemizdeki dönüşümün sağlıklı ve hızlı bir şekilde gerçekleşmesine katkıda bulunuyoruz” dedi.

● EGİAD: Tarihsel bir dönüm noktasındayız

Ege Genç İş İnsanları Derneği (EGİAD) Başkanı Alp Avni Yelkenbiçer, Paris Anlaşması’nın, iklim değişikliğine karşı küresel çapta verilen mücadelede tarihsel bir dönüm noktası olduğuna dikkat çekti. “Bu Anlaşma, küresel ölçekte temiz enerjiye geçişte tüm dünyaya yol gösterecek” diyen Yelkenbiçer, şunları söyledi: “Söz konusu geçiş, ilgili tüm politik kararlarda, iş ve yatırım davranışlarında değişikliğe gidilmeyi zorunlu kılıyor. G-20 ülkelerinden sadece Türkiye’nin eksik kaldığı bu önemli adım sonunda tamamlanmış oldu. Türkiye çok büyük ve önemli bir adım atmıştır. Paris Anlaşması’nın onaylanması çok önemli bir adımdır ama asıl işimiz şimdi başlıyor.”

● Global Compact: Türkiye kararlılığını ortaya koydu

Global Compact Türkiye Yönetim Kurulu Başkan’ı Ahmet Dördüncü, anlaşmanın TBMM tarafından onaylanmasının Türkiye’nin iklim değişikliği ile mücadelede kararlılığını ortaya koyduğunu söyledi. Bu kararın küresel iklim değişikliği mücadelesine de ivme kazandıracağının altını çizen Dördüncü, “Paris İklim Anlaşması’nın onaylanması, düşük karbonlu ekonomiye geçişte Türkiye’deki tüm paydaşlar için somut yol haritalarının belirlenmesi anlamına geliyor. Bu süreçte Global Compact Türkiye olarak üzerimize düşen sorumluluğu yerine getirmeye hazırız” diye konuştu.

BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ